k474n7
  Dereotu
 
Dereotu

Latince Adı: Anethum graveolens (Syn: Pastinaca graveolens, Famla graveolens, Angelica graveolens, Peucedanum graveolins)

Familya: Umbelliferae

Diğer İsimleri: Durakotu, Tarhanaotu, Tereotu, turakotu, darakotu

Genel özellikleri:


 

Bilimsel adı: Aneîhum sözcüğünün Yunanca anet-hon sözcüğünden tercüme edildiği ileri sürülmektedir. Ayrıca, tam olarak bilinememekle birlikte Aemi = ben kokuyorum sözcüğünden kökenlendiği de ileri sürülmektedir.
Türkçe adı: Anadolu'da kullanılan en yaygın adı darakotudur. Karadeniz'in bazı bölgelerinde sakalotu denir. Ayrıca, ülkemizde samot, samuk, samut ve tarhanotu adları da kullanılır.
Anavatanı: Türkiye'nin Akdeniz kıyıları olduğu kabul edilmektedir.
Tarihçesi: Çok eskiden beri baharat ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Papyrus Ebers'de amnest adı İle damar sertliğine, baş ağrısına karşı önerilen bitkinin dereotu olduğu sanılmaktadır. Çok eskiden yazılmış birtakım eserde İsraillilerin Palestin'de tarımını yaptığını, tarımından vergi aldıklarını okumaktayız. Hintliler de tanıyor, kullanıyorlardı. Romalı gladyöterler karşılaşmalarda yağını vücutlarına sürüyorlardı. Avrupa'da ilaç olarak 10. yy'dan sonra kullanılmaya başladığı sanılmaktadır. Peklik önleyici, dölyatağı temizleyici özellikleri Hippokrates' tan önce de bilinmekteydi. Dioskorides bağırsaklardaki gaz oluşumunu önleyici, kusmayı durdurucu, idrar söktürücü olarak uygulamaktadır. Ayrıca, sütte kaynatılan tohumunu da karın ağrısında önermektedir. Yanı sıra uzun süre kullanıldığında görme gücüne zarar verdiğini de yazmaktadır. Azize Hildegard akciğer iltihaplarına, burun kanamalarına, rezene ile karıştırarak nezleye ve başka bitkilerle karıştırarak birçok hastalıkta da kullanmaktadır. Mathiolus dölyatağı sancılarına neden olan küçQk delikli sünger gibi büyüyen yara ve urların dağılıp erimeleri için, çocuk göbek düşüklerinde (fıtıklarında) kutlanmaktadır. Paracel-sus iştah açıcı, sindirimi kolaylaştırıcı, idrar söktürücü, emzikli kadınların sütlerini artırıcı, kötü ağız kokularını önleyici, üşütme, grip nedeni baş ağrılarında kullanmaktadır. Cinsi güçsüzlükte de önermektedir. Leclerc kusmaya karşı süratli etkisini övmektedir.
İnançtaki yeri: Avrupa'da, çıplak deriye değecek biçimde taşınacak olursa, büyüden koruyacağına, gelin evlenme töreninde ayakkabısının içine koyarsa, kocasına istediğini daima yaptırabileceğine inanılırdı.
Tıbbi nitelikleri: İltihaplanmayı önleyici, kramp çözücü, midevi, gaz söktürücü.
Kullanıldığı yerler: Bağırsak gazlan, kusma, hava yutma, hıçkırık, baş ağrısı, süt söktürücü. (Rezene, kimyon, anason gibi, özdeş aileden olan bitkilerin kullanıldıkları tüm hastalıklarda kullanılır).
Ne yazık ki, günümüzde iyi bir İlaç oima özelliği unutulmuş daha çok yemekleri, salataları süslemekte, hoş koku vermekte kullanılmaktadır.
Botanik: Avrupa, Afrika ve Asya'da yaygın olarak tarımı yapılmaktadır.
Sürekli ıslak (nemli) olmayan toprakların dışında yakl. her türlü toprakta yetişir.
Bir yıllıktır. Kökü iğ görünümlü ince ve beyaz, dikine çıkan ince boru gibi, silindirik gövdesi koyu mavi yeşildir. Çiçek saplarının ucuna dek biri beyaz diğeri koyu yeşil boylamasına çok ince çizgilerle kaplıdır. Yapraklar iplik görünümlü olup çok incedir. Alttaki yapraklar saplıdır. Küçük sarı çiçekleri haziran, temmuz aylarında toplu olarak açar. Şemsiye görünümlü olan bu çiçek toplumunun çapı 20 cm'ye yakındır. Elips biçimli olan tohumlar ince, çepeçevre kanatlı, renkleri sarımsı kahverenginden, kırmızı kanveren-giye değişir. Boyları 2,5 ile 4 mm arasındadır. Kuru-yunca boylamasına ortadan ikiye ayrılır.
Nelerinden yararlanılır: Çoğunlukla tohumundan ve tohumundan preslenen yağından yararlanılır.
Dioskurides tohumundan, az da olsa, yapraklarından yararlanmaktadır. 16. yy'da da tohumundan, çiçeklerinden, körpe dal ve yapraklarından yararlanılmaktadır.
Toplanması ve saklanması: Tohumlar olgunlaşın-ca en hafif rüzgârda veya dokunmakla dökülür. Bu nedenle ağustostan, eylüle dek tohumlar hafifçe kahverengileşmeye başlayınca, sabah ve akşam nemli havada toplanmaya başlanır. Küçük bağlamlar yapılıp asılarak havadar gölge yerlerde kurutulur. Çok iyi kurutulduktan sonra hafifçe vurularak saplarından ayırılır. Sıkıca kapanabilir cam kaplarda saklanır. Beş yıl saklanan tohumların ekildiklerinde sürdükleri görülmüştür.
Kokusu, tadı: Rezeneyi andıran keskin, güçlü kokusu vardır. Gövde, yapraklar kurutulduklarında kokularını kaybederler. Tüm bitkinin ve tohumunun baharlı, hoş bir tadı vardır.
Yan etkileri: Öngörülen ölçüde kullanıldığı sürece herhangi bir yan etkisi yoktur. Kimi hekimler hamilelere verilmesini sakıncalı bulmaktadır. Seyrek olmakla birlikte mide bulantısı yapabilir.

Etki ve Kullanım:
Besin ve ilaç olarak bedene yararlı nitelikleri ta Eski Mısırlılar zamanından beri bilinen dereotunun tıbbi etkileri ve bunlardan yararlanma yöntemleri şöylece sıralanabilir:
• Sinirleri yatıştırır ve bedeni rahatlatır.
• Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. Özellikle küçük çocuklarda gaz söktürücü etkisi önemlidir.
• Sindirimi kolaylaştırır. Karın ağrılarına iyi gelir.
• Mineral yönünden zengin olduğu için tuzsuz rejimlerde yer alır.
• Hıçkırığı kesici etkisi vardır.
• Süt bezlerini uyardığından emzikli annelerde süt gelişini artırır.
• Kusma refleksini bastırır.
Bütün bu etkilerini sağlamak üzere, tohumları iyice olgunlaşmadan önce bitki kesilip çok sıkı olmayan demetler halinde bağlanarak kurutulur. Tohumları iyice olgunlaşıp renkleri esmer kahverengine dönüşünce yere temiz bez ya da kâğıt serilip üzerinde demetler dövülerek tohumlarını dökmesi sağlanır. Bu tohumlardan 1-2 tatlı kaşığı alınarak hafifçe ezilip üzerine 1 bardak kaynar su dökülür ve 10-15 dakika süreyle demlendirilir. Yemeklerden önce bu infüzyondan birer bardak içilir.
• Dereotu nefesin kötü kokusunu temizler. Bunun için tohumlan ağızda çiğnenir.
 

 
  Bugün 9 ziyaretçi (193 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol